2 Nisan 2024
Kölelik, sanılanın aksine sadece çöl iklimine sahip Ortadoğu ve Afrika coğrafyasına mahsus bir kurum değildir. Kölelik kurumu eski çağlardan beri insanlığın hem cefası hem de sefası olagelmiştir. Kölelik, Asya, Afrika, Avrupa ve hatta Kolomb öncesi Amerika antik uygarlıklarında dahi var olan bir kurumdur. Köleliği medeniyetlerin ve uygarlıkların benimsediği kadar Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam dini de benimsemiştir. Çok istisnai de olsa bir takım gruplar köleliği adalet ilkesine aykırı gördükleri için reddetmişlerdir .
Antik dönemde insanlar savaşlarda esir düşerek veya köle bir aileden doğarak doğuştan köle olabiliyorken daha sonraları beşeri münasebetlerin artması, paranın icadı gibi durumlar neticesinde haraç bedeli dediğimiz bir sistemle insanlar köle olabilmekteydi. Haraç bedeli ile verilen köleler ile bir nevi vergi işlemi yerine geçmekteydi.
Köle kelimesi anlamı itibariyle kul kelimesinden gelmekte ve özgür olmayan, birine, bir şeye bağlı olan anlamında kullanılmaktadır. Teknik anlamıyla ise savaşta esir edilen, doğuştan köle olan veya kendi ülkesinden kaçırılarak özgürlüğü elinden alınan kişi anlamına gelmektedir. Köle olan kimse, sahibinin bir malı olarak görülmekle beraber bir çeşit haklardan da yoksundur. Kölelerin bir takım haklardan yoksun olması zamana, mekana ve dinlere göre farklılık arzetmekle birlikte genellikle yarı-insan mukabilinde kabul edilmektedir. Köleler, mal edinemez, evlenemez ve sahibinin izni olmadan ticaretle uğraşamaz.
Köleler zamanla kıtalar arası bir meta haline gelerek ithalat ve ihracatta kullanılagelmiş ve bu sebeple milyonlarca insan ana yurtlarından ayrılarak dünyanın farklı coğrafyalarına çalıştırılmak veya satılmak amacıyla ticaret malı olarak taşınmıştır.
Kölelik, 18. ve 19. Yüzyılda özellikle batı menşeili demokrasi, özgürlük ve eşitlik gibi kavramların ayyuka çıkması nedeniyle birçok eleştirilere maruz kalmış ve İngiltere’de başlayarak birçok ülkede tedricen kaldırılmıştır. 21. Yüzyıl günümüz dünyasında 3 asır öncesinin kölelik sistemi tamamen ortadan kalkmıştır. Ancak köleliğin kalktığı zamana tekabül eden kapitalizm ve sanayi devrimi, kölelik kurumunu kendi içerisinde zamanla değiştirerek günümüz modern köleleri meydana getirmiştir. Kapitalizmin bir gereği olarak daha fazla işçi istihdamı ve daha fazla üretim ihtiyacı sosyal dengenin alt üst olmasına neden olmuştur.
Kapitalizmin insanlığa getirdiği bu yeni düzen insanlarda daha fazla kazanma dolayısıyla daha fazla çalışma hırsına sebep olmuştur. Bununla birlikte insanların birçoğu çalıştığının karşılığını alamamaktaydı.
Modern dünyada kölelik günde 14 saate kadar varan çalışma saatleriyle ve çalıştığının karşılığını alamayan bir insan topluluğunun, yani işçilerin oluşmasına neden oldu. Bu hal 18 yıl öncesi köleler ile günümüz çalışan insanların arasında birkaç nüans dışında hiçbir farkın olmadığını gösteriyor.
MÜCAHİT ERGÜL / Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi
Modern Dünyada Kölelik (Mücahit Ergül)
Yorum Yaz