Giriş
Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle birlikte Soğuk Savaş dönemi sona ermiş, çift kutuplu dünya sistemi yıkılmış ve liberalizm,kapitalizm, rasyonalite gibi değerlerin temelinde yükselen Batı dünyası bu savaşın ardından galibiyetini ilan etmiştir.Bu yenilgiyle birlikte Sovyetler Birliği’nin halefidurumundaki Rusya Federasyonu , Putin’in iktidara gelişiyle birlikte içerisine düşmüş olduğu ideolojik boşluğu tarihi daha önceki devirlere dayanan ancak hakim konuma gelememişolan ‘’Avrasyacılık’’ fikrini benimseyerek gidermiştir.Temelinde Batı/Atlantik karşıtlığı, Rus milliyetçiliği ve yayılmacılık olan bu görüşün izleri son zamanlarda Suriye, Kırım, Gürcistan, Ukrayna gibi ülkelerde uygulanan Rus dış politikasında görülmektedir.Bu makalede öncelikle Putin dönemi Rusya’sı, Rus dış politikasında Avrasyacılığın etkisi ve Aleksander Dugin’den bahsedildikten sonra Türk dış politikasında Rusya’nın yeri ve ‘’eksen kayması ‘’ tartışmalarından bahsedilerek yeni kurulmakta olan dünya düzeninin doğum sancılarının yaşandığı, Amerikan hegemonyasına dayanan tek kutuplu sistemin sona ermeye başladığı ve farklı güç bloklarının ortaya çıktığı böylesine kritik bir dönemde Türkiye’nin yeni kurulacak olan dünyadüzeninde yerinin nerede olması gerektiği irdelenecektir.
Avrasyacılık, Aleksander Dugin ve ‘’Rus Realizmi’’
‘’…Doksanların başında yine eski ama bu sefer sosyalist despotik rejim yıkılmış, uzun ve sancılı yılların ardından kaos ortaya çıkmış ama bu arada yeni klikler belirmişti.Onca parlak adayın ve yeni palazlanan sermaye sahiplerinin ardından başlarda kimsenin şans tanımadığı bir isim sıyrılmış ve ülkenin başına gelmişti.Misyonu aynı yüzyıl önce olduğu gibi zamanın şartlarını (ideolojisini) millileştirmekti.Stalin’in sosyalizmi millileştirmesi gibi, Putin de kapitalizmi millileştirecekti.Dışarıyla ilintili muhaliflere savaş açacaktı.Stalin rejimi bürokratik yapılanmaya dayalı ulusal Bolşevizm’di.Putin’in geldiği yer ise yine aynı şekilde devlet kapitalizmi olacaktı.’’1
Eski bir istihbaratçı olan Putin’in iktidara gelişiyle birlikte Avrasyacıların siyasi arenada etkisi artmıştır.Temelde Atlantik sistemi karşıtlığı ve Avrasyalı milletlerle işbirliğini amaçlayan Avrasyacı görüşün hakim konuma gelmesiyle birlikte Rusya, Sovyetler Birliği hinterlandında ve Ortadoğu’da aktif bir dış siyaset izlemeye başlamıştır.
”Avrasyacılık Klasik ve Yeni-Avrasyacılık olmak üzere iki kategoride incelenmektedir. Avrasyacılık fikrinin ilk ortaya çıkmasından itibaren Soğuk Savaş öncesine kadarki dönemde Klasik Avrasyacılık etkili olmuştur. Soğuk Savaş boyunca önemli ölçüde etkisini yitiren bu fikir, Sovyetler Birliği’nin çöküşü ile Rusya’nın toparlanma sürecine girmesiyle tekrar önem kazanmış ve Yeni-Avrasyacılık adıyla tekrar çalışma alanı bulmuştur. ”2 Yeni Avrasyacılığın önde gelen temsilcilerinden Aleksander Dugin bu durumu şöyle açıklamaktadır:‘’ Komünizmden sonra tam bir Batıcı liberalizm hâkim oldu ve çok yıkıcı bir etki gösterdi. Bunun etkisini milliyetçilikle kapamaya çalıştılar. Milliyetçilik ise Batıcı anlamda, Rus kültürünün Asyai köklerine karşı bir şekilde ele alındı, iyi sonuçlar vermedi. Avrasyacılık ise bir zorunluluk ve bunlara alternatif bir düşünce olarak adım adımyayıldı.’’3
Putin idaresindeki Rusya, bir yandan Sovyetler Birliğicoğrafyasında etki sahasını genişletmek isterken, diğer yandan Ortadoğu’da İran’la birlikte Esad’ı destekleyerek Suriye meselesine müdahil olmuş ve 2015 yılında fiili bir adım atarakaskeri gücünü devreye sokarak günümüze kadar devam eden süreçte sahadaki dengeleri Esad lehine değiştirmiştir.Kuşkusuz bunda İran’ın rejime desteği ve ABD’nin başarısız politikaları da etkili olmuştur.Türkiye ise bu süreçte şimdiye kadar uyguladığı politikaları gözden geçirmiş, Suriye meselesinin çözümünde Rusya ve İran’la birlikte Astana sürecinde yer almıştır.Böylece Ortadoğu’da ve genel anlamda dünya sisteminde bir tarafta ABD’nin başını çektiği İsrail, Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkelerin dahil olduğu ittifakın karşısında Rusya, Türkiye, Çin, İran, Venezuela ve hatta Katar gibi ülkelerden oluşan yeni bir güç bloğu doğmuştur.Vladimir Putin bürokraside edindiği tecrübelerin de etkisiyle olsa gerek son derece pragmatist ve realist bir anlayışla güç ve çıkar odaklı bir dış politika uygulamıştır.Burada askeri gücün yanında medya kanalları vasıtasıyla yumuşak güç unsurları da kullanılmış ve devlet başkanı Putin ve savunma sanayiindeki gelişmeler önplanaçıkarılarak karizmatik güçlü lider ve güçlü devlet imajı çizilmiştir.Putin yönetimindeki Rusya, Ortadoğu’da bir taraftan İran ile birlikte Suriye meselesinde ortak hareket ederken diğer taraftan Suudi Arabistan’la ekonomik alanda işbirliğine yönelmiş4, İsrail’le de mümkün olduğunca karşı karşıya gelmek istememiştir.5 Aynı zamanda 2015 yılında Türkiye’yle yaşadığı uçak krizi ve 2016 yılındaki Rus büyükelçisinin öldürülmesi gibi iki ülke arasında gerginliği tırmandırabilecek vakalara rağmen soğukkanlı davranarak realist bir tavır takınmış ve Türkiye’yle ilişkilerini dış politikaya ilaveten enerji alanındaki işbirliği projeleriyle son derece olumlu bir noktaya taşımıştır.Rusya’nın özellikle Ortadoğu’da giriştiği tüm bu hamleler ve Türkiye ile ilişkileriesasen ‘’Rus Realizmi’’ ile açıklanabilir.6
‘’Rusya’nın Ortadoğu politikası ideolojiden pragmatizmegeçişi temsil eden yeni Rus Realizmi ile hayata geçiyor. Rus Realizmini anlamadan Ortadoğu’da yaptıklarını ve Türkiye ile ilişkilerinin arka planını anlamamız mümkün değil.’’7
‘’Rus Realizminde ABD’nin sınıflandırdığı gibi iyi ve kötü çocuklar yoktur, tam olarak bir tarafın yanında yer almaya dayanmaz (Tablo). Rusya’nın Esat’a olan desteği bölgedeki Rus politikasının ana unsuru değildir. Ruslar, bölgedeki çoklu çatışmalarda her önemli oyuncu için ayrı bir angaje olmaisteği gösterir. Nitekim Putin, Suriye ile ilgili konularda İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve İran ile ayrı ayrı çalışmaktadır. Her birine angaje olarak, her nerede ve her ne zaman olursa kendi çıkarlarını maksimize etmeye, diğerleri ile de paralel olduğu çıkarları konusunda avantaj sağlamaya çalışır.’’8
Tablo: Amerikan ve Rus Realizmi9
Realist Temeller |
Amerikan Realizmi |
Rus Realizmi |
Güç Dengesi |
İyi & Kötü Çocuklar |
Muğlak |
Çıkarlar |
Göreceli |
Muğlak |
Baskı Vasıtası |
Zorlayıcı Diplomasi |
Sert Güç |
Diplomasi |
Çoktaraflı |
İkili |
Yöntem |
Dolaylı (Liberal Müdahalecilik) |
Doğrudan (Örtülü İşgal / Yumuşak İlhak |
Uluslararası Düzen Arayışı |
Liberal (Tek kutuplu) |
Vestfalya (Çok kutuplu) |
Hegemonya |
Amerikan Barışı |
Büyük Güç |
İdeoloji |
Kapitalizm |
Pragmatizm |
Türk Dış Politikasında Atlantik ve Avrasya
Türk dış politikasının bugününü anlayabilmek için Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden beri uygulanagelen dış politikanın anahatlarıyla bilinmesi gereklidir.Çünkü rejimler değişse de devletler devamlılık arz eden yapılardır.Bu bağlamda, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti de Osmanlı İmparatorluğu’nun halefi olarak dış politikada ‘’dengecilik’’ prensibini esas almıştır.Cumhuriyetin ilk yıllarında da statüko yanlısı bir dış politika izlenmiş, Osmanlı bakiyesi Balkan ve Ortadoğu ülkeleri ihmal edilmiştir.Çünkü yeni kurulan Türk ulus devleti Lozan’la dış dünyaya kabul ettirdiği milli sınırlarını korumak üzerine odaklanmış ve yönünü Batı’ya çevirmiştir.Çok partili hayata geçildiği tarihten günümüze kadar Kıbrıs, Musul ve Ege Adaları gibi konular dış politikanın gündemine gelmiş, 1974’de gerçekleştirilen Kıbrıs Harekatı ve yakın zamanda Suriye’de gerçekleştirilen Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatı gibi askeri harekatlarla statükocu dış politika konsepti değişmeye başlamıştır.Ancak yine de denge siyasetinin devam ettiğini söyleyebiliriz.Türkiye’nin S-400 meselesindeki kararlı duruşu, Libya, Suriye ve Katar’da dengeleri değiştiren hamleleri, Balkanlarda özellikle Kosova ve Bosna Hersek gibi ülkelerdeki etkisi ve TİKA gibi kuruluşlar vasıtasıyla uyguladığı yumuşak güç politikaları, Somali gibi Afrika ülkelerindeki etkisi Türkiye’nin bölgesinde aktif bir dış siyaset izlediğinin göstergesidir.Türkiye ve Rusya ilişkileri ise 2015 yılında Rus uçağının düşürülmesinin ardından yaşanan kısa süreli gerginliğin ardından giderek olumlu bir istikamette gelişme göstermiştir.Öyle ki bir NATO üyesi olan Türkiye, Amerika’nın tüm baskılarına rağmen S-400 hava savunma sistemlerinin alınmasında son derece kararlı bir siyaset izlemiştir.
‘’Türkiye, Rusya ilişkisi sadece S-400 satışı ile sınırlı kalmaz; askeri, ekonomik ve politik alanda ilişkiler hızla gelişecektir. Türkiye gibi Ortadoğu ve Balkanlarda çok etkili bir ülke ile işbirliği yapmak, Rusya’nın kuşatılmışlığını kırarken, Moskova’ya ciddi bir güç kazandırır. Türkiye ve Rusya’nın ortak hareket etmesi, otomatikman İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerin bu ortaklığa dâhil olmasını sağlayacaktır. Katar’ın da bu ittifaka katılma olasılığı çok yüksektir. Bu altı ülke Ortadoğu’daki güç dengelerini kökünden değiştirir. Washington kontrolündeki kukla yönetimlerin iktidarda kalması zorlaşır. Bu yöndeki bir gelişme ABD tehdidi algılayan diğer ülkelerin S-400 gibi Rus silahlarına yönelmesiyle bir domino etkisi yaratarak yeni dünyadüzeninde Türkiye-Rusya eksenli yeni bir bloğun oluşmasına sebep olabilir.’’10 ‘’Türkiye, S-400 gibi çok etkili bir hava savunma sistemini envanterine katarak bölgesel güç dengelerinde konumunu oldukça güçlendirirken, başta Doğu Akdeniz ve Ege Denizi olmak üzere yakın coğrafyasında caydırıcı konumunu artırabilir. Ege denizinde Yunan hava savunma sistemi dikkate alındığında, dengeler Türkiye lehine oldukça değişir. Bununla beraber, Putin, Türkiye’yi Batı’dan ayırmayı başarır ve Rusya’nın kuşatılmışlığını kırarken Türkiye-Rusya eksenli yeni bir blok oluşur. Ancak, bu sefer gerek savunma planları gerekse askeri tedarik ihtiyaçlarında Türkiye, Rusya’ya büyük ölçüde bağımlı hale gelebilir.’’11 Son olarak Türkiye’nin çoğu meselede Batılı ülkelerle yaşadığı çıkar çatışması ve bunun sonucunda Rusya’yla (bazı meselelerde Avrasya ülkeleriyle de) artan işbirliği ‘’eksen kayması’’ tartışmalarına neden olmuştur.Ancak bu yaşananlar bir eksen kaymasından ziyade Rusya’nın Türkiye tarafından Batı karşısında bir denge unsuru olarak kullanılması şeklinde açıklanabilir.Rusya ise Ortadoğu’da güvenilir bir müttefike ihtiyaç duymaktadır.Ayrıca Türkiye, Rusya ile Batı dünyası arasında bir köprü durumundadır.Son zamanlarda iki ülke arasında yapılan enerji işbirliği anlaşmalarıyla Rus doğalgazının Avrupa’ya taşınması Türkiye vasıtasıyla sağlanacağından Rusya açısından Türkiye’nin önemi artmıştır.Çünkü doğalgaz ve enerji, Rusya’nın Avrupa ile ilişkilerinde kullandığı önemli kozlardan biridir.
Sonuç
İkinci Dünya Savaşı’nda galip gelen devletlerin dizayn ettiği dünya düzeninin işlemez hale geldiği, Amerikan hegemonyasının zayıfladığı, yeni güç bloklarının oluşmaya başladığı ve giderek çok kutuplu bir sisteme evrilen günümüz dünya sisteminde Türk dış politikasının karar alıcıları kurulmakta olan yeni dünya düzenini iyi kavramalı ve bir gelecek vizyonu dahilinde hareket etmelidir.Küresel gücün ‘’siklet merkezi’’nin giderek Avrupa ve Amerika’dan Asya’ya kaymaya başladığı mevcut yapıdaki gelişmelere bakıldığında küreselci elitler tarafından dijitalleşmeye ve teknolojinin egemenliğine dayanan bir sistem tasarlanmaktadır.Türkiye ise bu yeni düzende dahil olacağı ittifakları titizlikle belirlemeli, bilim,teknoloji ve Ar-Ge yatırımlarını arttırmalı, milli savunma sanayiinde kaydettiği gelişmeyi diğer ekonomik sektörlerde de sağlayabilmek için çaba sarfetmelidir.Dış politikada ise geçmiş yılların reaktif politika anlayışı terk edilerek proaktif dış politika izlenmelidir.Türkiye’nin önünde çok büyük fırsatlar vardır.Osmanlı İmparatorluğu hinterlandında yer alan Balkan, Ortadoğu, Afrika bölgeleri ve Kafkaslar’daki Türk devletleriyle iktisadi ve ticari işbirliklerinin geliştirilmesi yanında dini ve tarihi bağlar da canlandırılmalıdır.Yumuşak güç unsurlarından azami derecede faydalanılmalıdır.Rusya’yla son zamanlarda gelişen ikili ilişkilerden her iki ülke de fayda sağlamıştır.Rusya ve Avrasya ülkeleriyle çeşitli alanlarda ilişkiler geliştirilebilir ancak önceki yıllarda uygulanan ‘’kayıtsız şartsız’’ Batı yanlısı politika, Avrasya için de uygulanırsa aynı yanlışlar farklı biçimde uygulanmış olacaktır.Bu yüzden ‘’denge’’ politikası yürütülmeli ve haklı olunan bir meselede kararlı davranılmalı, yaptırım tehditleri sebebiyle geri adım atılmamalıdır. ‘’Türkiye ve Rusya ilişkileri son yıllarda enerji, ekonomi, turizm ve nihayet Suriye politikaları üzerinden ortak bir yakınlaşma trendi yakalamış olsa da, Türk güvenliği için en büyük tehdit hala Rusya’dır ve Kasım 2015’de görüldüğü gibi Rus saldırganlığı karşısında NATO üyeliğimiz hala en önemli caydırıcı yönümüzdür.’’12 Rusların bu coğrafyadaki tarihi emelleri, Avrasyacıların Putin üzerindeki etkisi ve neyi hedefledikleri, yakın zamanda Kırım,Güney Osetya ve Suriye gibi bölgelerdeki Rusya’nın yayılmacı siyaseti göz ardı edilmemelidir.
Kemal Kısa – Ege Üniversitesi (Uluslararası İlişkiler)
1. Volkan Özdemir,Rusya’nın Kodları-Türkiye’de Rusya’yı Ararken Rusya’da Türkiye’yi Bulma,Kırmızı Kedi Yayınevi,Nisan 2018,İstanbul
2.Seval Şahin,Rusya’nın Yeni-Avrasyacılık İdeolojisiBağlamında Türk Dış Politikası,T.C. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,Ağustos 2018,Muğla
https://tez.yok.gov.tr/
3.Mehmet Perinçek,Aleksandr Dugin’le Söyleşi: “Çözüm: Ankara-Moskova-Tahran Ekseni”
https://www.academia.edu/35338962/Aleksandr_Duginle_S%C3%B6yle%C5%9Fi_%C3%87%C3%B6z%C3%BCm_Ankara-Moskova-Tahran_Ekseni_
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/rusyadan-suudi-arabistan-acilimi-41239924,10.06.2019
5.https://tr.sputniknews.com/rusya/201509211017888591/,21.09.2015
6. Prof.Dr.Sait Yılmaz,Ortadoğu’da Rus Realizmi ve Türkiye..,10 Ocak 2018
https://www.academia.edu/35634925/Ortado%C4%9Fuda_Rus_Realizmi_ve_T%C3%BCrkiye.
7.a.g.m.
8. Paul R. Pillar, Emulate Russian Realism, National Interest, (November 13, 2017). ‘yi kaynak gösteren Prof.Dr.Sait Yılmaz,Ortadoğu’da Rus Realizmi ve Türkiye.., 10 Ocak 2018
9. Prof.Dr.Sait Yılmaz, Ortadoğu’da Rus Realizmi ve Türkiye.., 10 Ocak 2018
10. Prof.Dr.Sait Yılmaz ,Türkiye’nin S-400 alımı dünya dengelerini değiştirebilir mi?, 20 Haziran 2019
https://www.academia.edu/39643294/T%C3%BCrkiyenin_S-400_al%C4%B1m%C4%B1_d%C3%BCnya_dengelerini_de%C4%9Fi%C5%9Ftirebilir_mi
11.a.g.m.
12. Prof.Dr.Sait Yılmaz ,Rusya ile ilişkilerin askeri matematiği.. ,04 Ocak 2018
https://www.academia.edu/35574479/Rusya_ile_ili%C5%9Fkilerin_askeri_matemati%C4%9Fi.
Kaynakça
Volkan Özdemir,Rusya’nın Kodları-Türkiye’de Rusya’yı Ararken Rusya’da Türkiye’yi Bulma,Kırmızı Kedi Yayınevi,Nisan 2018,İstanbul
Burak Çalışkan,Vladimir Putin’in Dış Politika Felsefesi,24 Mayıs 2019
https://insamer.com/tr/vladimir-putinin-dis-politika-felsefesi_2192.html
Talha Köse,F-35’ler ve Türkiye’nin Güvenlik Doktrinindeki Kırılma,20 Temmuz 2019
https://www.setav.org/f-35ler-ve-turkiyenin-guvenlik-doktrinindeki-kirilma/
Seval Şahin,Rusya’nın Yeni-Avrasyacılık İdeolojisi Bağlamında Türk Dış Politikası,T.C. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi,Ağustos 2018,Muğla
https://tez.yok.gov.tr/
Abdurrahman Külünk,Avrasyacılık Düşüncesi ve Soğuk Savaş Sonrası Türk Dış Politikasına Etkisi,T.C. BahçeşehirÜniversitesi Yüksek Lisans Tezi,İstanbul,2017
Mehmet Perinçek,Aleksandr Dugin’le Söyleşi: “Çözüm: Ankara-Moskova-Tahran Ekseni”
https://www.academia.edu/35338962/Aleksandr_Duginle_S%C3%B6yle%C5%9Fi_%C3%87%C3%B6z%C3%BCm_Ankara-Moskova-Tahran_Ekseni_
Prof.Dr.Sait Yılmaz,Ortadoğu’da Rus Realizmi ve Türkiye..,10 Ocak 2018
https://www.academia.edu/35634925/Ortado%C4%9Fuda_Rus_Realizmi_ve_T%C3%BCrkiye.
Prof.Dr.Sait Yılmaz ,Türkiye’nin S-400 alımı dünya dengelerini değiştirebilir mi?, 20 Haziran 2019
https://www.academia.edu/39643294/T%C3%BCrkiyenin_S-400_al%C4%B1m%C4%B1_d%C3%BCnya_dengelerini_de%C4%9Fi%C5%9Ftirebilir_mi
Prof. Dr. Sait Yılmaz,Rusların bakışı ile Türkiye ile ilişkiler..,30 Mayıs 2018
https://www.academia.edu/36746431/Ruslar%C4%B1n_bak%C4%B1%C5%9F%C4%B1ndan_T%C3%BCrkiye_ile_ili%C5%9Fkiler.
Prof.Dr.Sait Yılmaz ,Rusya ile ilişkilerin askeri matematiği..,04 Ocak 2018
https://www.academia.edu/35574479/Rusya_ile_ili%C5%9Fkilerin_askeri_matemati%C4%9Fi.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/rusyadan-suudi-arabistan-acilimi-41239924,10.06.2019
https://tr.sputniknews.com/rusya/201509211017888591/,21.09.2015
PUTİN RUSYA’SI, AVRASYACILIK VE TÜRKİYE (Kemal Kısa)
Yorum Yaz